Fransız yazar bir peygamber miydi, bir kahin miydi yoksa bir zaman yolcusu mu? Yıllar süren spekülasyonlar sonuç vermedi, ancak ona adanmış bu sıfatlar boşuna değil. Teknolojinin gelişiminden çok uzun zaman önce nasıl haberdar olabilirdi? 77 yıllık ömrü boyunca yazdığı 60'tan fazla kitaptaki tahminleri, bugünün teknolojisini tahmin edebileceğimizden çok daha ileri vaatlerde bulunuyordu. Denizaltılar, helikopterler, video konferansları...
Jules Verne, bunların keşfine önceden mi şahit oldu, yoksa keşfedilmesi onun yazdıklarından mı kaynaklandı?
Dünyayı önce dolaşmak, sonra derinlere inmek, ardından onu terk edip diğer gezegenlere gitmek, açıklanamaz yöntemlerle varoluşun sınırlarına ulaşmak. Jules Verne'nin bakış açısı ve hayal gücü o kadar genişti ki, zamana üstün geldi ve icatların ilham kaynağı oldu.
Dünyanın ilk denizaltı tasarımcılarından Simon Lake, Jules Verne'in kendisine ilham verdiğini açıkça belirtmiştir. Bazı kitapları "gerçeklere çok aykırı olduğu" için reddeden o dönem yayınevlerinin günümüzü gördüklerinde ne düşünecekleri merak konusu.
Jules Verne'nin torunu, yayınlanmamış bir metin bulduğunda 1989 yılıydı. Şimdi 20. yüzyıldayız ve metnin başlığı 20. yüzyılda Paris idi. Bu metinde, gökdelenler ve küresel iletişim gibi bazı unsurlar o tarihe kadar icat edilmişti. Üzücü ve trajikomik. Bu blog yazarı, Jules Verne'in icatlarının gerçeklik haline gelmesini izlemek için bir yerlerden bizi izlediğine inanıyor.
Verne'in Nautilus'u okyanusun derinliklerini keşfederken, helikopterler hakkında yazıyordu ve uçaklar henüz icat edilmemişti.
Jules Verne, 1889'da yazdığı bir makalede günümüzün video konferanslarına en yakın tahmini yaptı. Ay'a Yolculuk adlı hikayesinde, Dünya'dan Ay'a kapsüllerin bir füze kullanılarak belirli noktalara gönderildiği düşünülmüştü. Hikayenin heyecan verici tarafı, Verne'in öngördüğü gibi Ay'a iniş yapan ilk araçların alüminyumdan yapıldığı ve üç astronot taşıdığıdır. Hologram, güdümlü füze ve elektrikli sandalye de dahil olmak üzere onlarca tahmini gerçekleşti.
Jules Verne, dünya edebiyatına büyük bir katkı yapmış ve bilim kurgu onun sayesinde edebi dünyaya girmiştir. En ünlü eserleri olan Seksen Günde Devr-i Âlem, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah ve Ay'a Seyahat ile tanınmaktadır.
Böyle yazarlar hala var mı? Yoksa teknolojinin kurbanları olarak hayal gücümüzü ve öngörümüzü kayıp mı ettik? Artık her şey bizim için o kadar tahmin edilebilir ve şaşırtıcı değil mi? Merak ediyorum, kaç kişi YouTube izlemek yerine Jules Verne okuyor? O uzayda kaybolurken biz kahvelerimizin fotoğraflarını filtrelemekle meşgulüz. O Albatros'uyla uçarken biz ekranlarda beğeni sayıyoruz. Farklı coğrafyalar keşfetmekle ilgilenirken, biz sosyal medyada hangi manzara videosunun daha iyi görüneceğine odaklanıyoruz. O'nu okumanızı umuyorum; sizleri "Denizler Altında Yirmi Bin Fersah" kitabının bir bölümüyle baş başa bırakıyorum.
''Dünyanın dört bir yanındaki denizlerden tuhaf haberler geliyor… Anlatılanlara bakılırsa; kimsenin gerçekte ne olduğunu bilmediği bir deniz canavarı, dünya denizlerinde dehşet salmış durumda. Akıl sır ermez bir hızla hareket ederek dünyanın bir o ucunda bir bu ucunda görülüyor, ışıklar saçarak yüzeye çıktığında ise koca gemileri tek bir darbeyle hiç zorlanmadan denizin karanlık ve soğuk sularına gömüyor.
Bu duruma bir son verilmesi gerektiğini düşünenler çoğunlukta. Gizemli canavarı avlamak için bir savaş gemisi görevlendiriliyor ve deniz araştırmacısı Profesör Aronnax ile ünlü zıpkıncı Ned Land'ın da dâhil olduğu donanımlı bir ekip denize açılıyor. Acaba bu görevde başarılı olup dünya denizlerini cehenneme çeviren bu canavarın ardındaki gizem perdesini aralamayı başarabilecekler mi?''
Bonus: ’Özgürlük bedel ödemeye değer.’’ Jules Verne
Hayat, iş, kariyer ve gelecek hakkında daha fazla makale sunuyoruz.
Comments