Nesnelerin interneti (IoT), birbiriyle etkileşime geçebilen ve veri aktarımı yapabilen insanlardan, hayvanlardan, bilgisayarlardan, mekanik ve dijital cihazlardan oluşan bir sistemdir. Bu ‘’şey’’ kalp monitörü olan bir insan, direksiyon hakimiyetinizi korumanız için sizi uyaran bir araba, sıcak suyunuzun hazır olduğunu belirten su ısıtıcınız veya tweet atan buzdolabınız olabilir.
Büyük ya da küçük firmalar, girişimler, teknoloji firmaları veya kariyer planlayıcıları günümüzde iş kalitelerini arttırmak ve daha fazla müşteriye daha verimli hizmet sunabilmek için her geçen gün daha fazla IoT sistemini kullanmaktadır. Bazı firmalar çağımızda giderek yaygınlaşan uzaktan çalışma modeli nedeniyle IoT araştırmalarına hız kazandırmış, gezi acenteleri ya da telekomünikasyon firmaları bu sistemin içinde daha fazla yer almak için adeta birbirleriyle yarışır duruma gelmiştir. Gelecek sandığımızdan da yakın görünüyor. Artık kelimenin tam anlamıyla ‘’her şey’’ bizimle konuşmaya başlayacak. Bakalım IoT hakkındaki az bilinen gerçekler neler?
1. Kaç adet 'şey' var?
IoT güne başlar başlamaz baş döndürücü bir şekilde etrafınızı sarıyor. İşe ilk önce teknolojinin en son favorisi akıllı telefonlarla başlıyorsunuz. Birbirine ve internete bağlı tüm cihazlar, kahve makineniz, mikrodalganız, televizyonunuz, saç kurutma makineniz ve binlercesi IoT sisteminin bir parçası ve hayatımızın vazgeçilmezleri. Bir gün su ısıtıcınız çamaşır makinenizle konuşursa şaşırmayın, sandığımızdan çok daha yakın bir gelecekte bu gerçekleşebilir. Sadece evinizde ya da iş yerinizdeki bu aletleri bir de dünya çapında düşünün. Statista’ya göre Dünyamızdaki IoT cihazlarının sayısı 2025 yılında 38,6 milyar 2030 yılında ise 50 milyar olacak. Bu devasa ağ kelimenin tam anlamıyla ’her’ şeyi kapsayacak. Teknolojinin, internetin, bilimin her geçen saniye akıl almaz bir hızla ilerdeğinin göstergesi olan bu gelişmeler evlerimizi ve iş yerlerimizi nasıl yöneteceğimiz konusunda da bizlere bir alan yaratıyor. IoT sistemi gelecekte en çok insan kaynakları, evden çalışma yöntemi, girişimcilik, geleceğin çalışanları ve telekomünikasyon alanlarında kendini gösterecek gibi görünüyor. Firmalar IoT’ye oldukça büyük bütçeler ayırdı bile. 5G teknolojisinin 2023 yılında 1,3 milyar mobil cihaza güç sağlayacağı söylenmekte ve bu da tabiiki IoT teknolojisine hatırı sayılır bir ivme kazandıracak.
2. Akıllı bir şehirde yaşamak
Bilim kurgu filmlerindeki şehirlerde yaşamayı kim istemez? Otomobilinizi 32. kattaki dairenizin balkonuna bıraktığınızı hayal edin. Uçan arabalar, yer değiştiren binalar, 360 derece dönen evler. Işınlanma? Ona biraz daha zaman var. Şu an dünyada tamamen olmasa da 600 tane akıllı şehir olduğunu biliyor muydunuz? Amsterdam, Barselona, Kopenhag, Dubai, Dublin, Kiev, Londra, Madrid, Stockholm, Oslo, Tokyo, Hong Kong bunlardan en önde gelenleri. Bir araştırmaya göre 2025 yılına kadar akıllı şehirler dünyanın gayri safi milli hasılasının yüze 60’ını oluşturacak. 2040 yılına kadar ise dünya nüfusunun yüzde 65’i akıllı şehirlerde yaşıyor olacak. Daha az karbon emisyonu, daha az kirli hava, daha az trafik, daha kolay ulaşım akıllı şehir belediyeciliğinin önde gelen konuları. Çoğunluk insanların şehirlerden kaçıp kırsala yöneldiğini söylese de gerçek tam olarak öyle görünmüyor.
3. İnternete bağlı cihanız tehlike altında
Internete bağlanan her cihaz ilk 5 dakika içinde saldırıya uğruyor. Korkutucu değil mi? Her yıl bu cihazların ne kadar çoğaldığını göz önünde bulundurursak tehdit oldukça ürkütücü. IoT ağlarını siber ataklardan korumak büyük bir çalışma ve bütçe gerekiyor. 2016 yılında IoT güvenlik sistemlerine harcanan para 91 milyon dolarken 2021 yılında bu sayı 631 milyon dolara kadar çıktı. Aradaki fark bize Dünya'nın kelimenin tam anlamıyla nasıl çevrimiçi olduğunu ve hızla evrimleştiğini de göstermekte. Gemalto’nun yaptığı bir araştırma işletmelerin yüzde 48’inin ağlarında gerçekleşen tehditleri tespit edemediklerini ve ne zaman tehlikede olduklarını belirleyemediklerini göstermekte.
4. Tişörtünüz konuşuyor!
Pazarlama firmalarının en çok çalıştığı alanlardan biri moda endüstrisi. Moda, seyahatten teknolojiye gelecekte de asla sonu gelmeyecek bir sektör. IoT sayesinde tişörtleriniz konuşacak, pantolonunuz bugün onu giymemeniz konusunda sizi uyaracak. Uzak bir fikir mi? Hiç de değil. Firmalar şimdiden bu tarz ürünler üretmeye başladı bile. Akıllı saatlerden artık bahsetmiyoruz bile. Bizler üzerinize giydiğinizde kumaşınızın tarihini ve yapısını anlatan kıyafet ya da giyilebilir eşyalardan bahsediyoruz. Artık en sevdiğiniz kazağınızı kaybettiğinizde üzülmenize de gerek kalmayacak çünkü telefonunuza nerede olduğu hakkında bildirim gelecek. Kıyafetleriniz bunları yapmakla da kalmayacak size moda tüyoları de verecek. İşte bu kulağa hoş geliyor.
5. Ne kadar para?
2018'den bu yana küresel IoT harcamalarında yıllık en az 40 milyar dolar artış oldu. IoT harcamaları 2020'de 749 milyar dolara ulaştı. Küresel olarak IoT harcamalarının 2022'de 1 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Ayrıca, harcamaların yıldan yıla hızlanarak artmasıyla 2023'te 1,1 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Video eğlence kategorisindeki harcamalar, tüm diğer IoT kategorilerindeki harcamaları aşıyor (IDC).
2017 ve 2018'de video eğlence, akıllı ev harcamalarının en pahalı kategorisiydi ve bu durumun 2023'te de devam etmesi bekleniyordu. Ancak, diğer türlerin IoT harcamalarındaki payı daha büyük olacak.
Yaşam, iş ve çevre hakkında daha fazla makale sunuyoruz.
コメント